Kuraklık üzümün kalitesini ve aromasını değiştirebilir
30 yılda kuraklık ve artan sıcaklıklar üzümde kalite ve aroma değişikliğine yol açacak.
Türkiye’de bağcılık alanlarının iklim değişikliğinden nasıl etkileneceğinin araştırıldığı yeni bir çalışmaya göre, beklenen sıcaklık artışlarının, üzüm verimini ve kalitesini düşürebileceği öngörülüyor. İklim koşullarında hesaplanan değişimlerin, farklı üzüm türlerinin yetiştirilmesine uygun alanların da değişebileceğinin ortaya koyulduğu çalışmada, üretimin, uygun koşulları sunabilecek bölgelere kaydırmanın gerekebileceği aktarıldı.
Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği ve Politikaları Uygulama ve Aaraştırma Merkezi (iklimBU) kurucularından Dr. Nazan An ve Dr. Tufan Turp tarafından gerçekleştirilen çalışma ile önümüzdeki 30 yıllık dönemde Türkiye’de artan sıcaklıklar ve azalan yağışların, üzüm üreten bölgelerdeki elverişli koşulları değiştireceği, Türkiye’nin de içinde bulunduğu Akdeniz Havzası’nda gerçekleşen ve giderek artması beklenen sıcaklık aşırılıkları, yağış rejiminde beklenen değişimler ve kuraklık, bağcılık faaliyetlerini olumsuz etkileyebileceği sonucu elde edildi.
Araştırmaya ilişkin değerlendirmede bulunan Dr. Nazan An, “Dünyada kırkın üzerinde ülkede yaygın olarak yetişebilen üzüm, her ne kadar geniş bir alanda yetiştirilebiliyor olsa da, iklimsel değişimlere karşı oldukça duyarlı.
Dolayısıyla iklim değişikliği, üzümün üretim miktarını ve kalitesini belirgin şekilde etkiliyor. İklim değişikliği sonucu yaşanan yaz kuraklığının, kaliteli üretimi kısıtlayarak hem verim kayıplarına hem de kalite sorunlarına yol açması beklenirken, uyum önlemlerinin alınmadığı takdirde bu durum, üzüm üretimi için yüksek risk faktörü anlamına gelebilir” uyarısını yaptı.
Manisa ve Denizli’de verim düşüşü bekleniyor
Beklenen sıcaklık aşırılıkları, yağış rejiminde beklenen değişimler ve kuraklığın, bağcılık faaliyetlerini olumsuz etkileyeceğinin altını çizen Dr. An, “Türkiye’deki toplam üzüm üretiminin yaklaşık yarısını oluşturan Sultana üzümlerinin yetiştirildiği Manisa ve Denizli illerinde verim düşüşü bekleniyor. Öte yandan Sultana üzümü için uygun koşulların Batı Karadeniz’in iç kesimlerine ve Doğu Anadolu’nun batısına kayabileceği tahmin ediliyor. Benzer şekilde, Ege Bölgesi’nin kıyı ve iç kesimlerinin, Boğazkere, Öküzgözü ve Şire gibi yüksek sıcaklık isteyen türler için daha uygun hale geleceği öngörülüyor” ifadelerini kullandı.
“Su stresine dayanan çeşitler üretilmeli”
Önümüzdeki dönemde, bazı türler için alternatif lokasyonlar belirlemek gibi uyum önlemlerinin tarımsal faaliyetlere hızlı yansıması önemine de vurgu yapan Dr. Turp, “Asmaların büyüme ve olgunlaşma sırasında maruz kaldığı sıcaklık toplamlarını ele alan indisler doğrultusunda, üzümlerin belirli bir bölgede yetişip yetişmeyeceğini öngörmek ve asmaların kalitesi hakkında tahminlerde bulunmak mümkün. Sürdürülebilir bağcılık çabaları kapsamında, bazı türler için alternatif lokasyonlar belirleyerek, gelecek yatırımları buna göre şekillendirmek gerekiyor” diye konuştu.
Tarımda hızlı uyum şart
İklim değişikliğinin üzüm üretimine olumsuz etkilerini asgarida tutmak için türleri, uygun koşulları sunan bölgelerde yetiştirmenin de bir seçenek olduğunu belirten Dr. Tufan Turp da, “Bunun yanı sıra yüksek sıcaklıklara ve su stresine daha iyi dayanabilen çeşitlerin üretilmesi gibi uyum önlemleri de alınabilir. Daha önce bağcılık için çok soğuk ya da soğuk olarak nitelendirilen bazı bölgelerde iklimsel değişikliklere bağlı sıcaklık artışlarıyla bazı ürünler için uygun koşullar oluşabilir” bilgisini verdi.